Çocukları Merkezine Alan 2 Hafıza Mekanı ve 2 Anıt

Ayşegül Ağur
5 min readFeb 22, 2022

--

Sosyal bilimlerin nispeten yeni gelişmekte olan disiplini hafıza çalışmaları en genel tanımı ile bireysel ve toplumsal hatırlama (ve unutma) süreçlerini inceler. (Leyla Neyzi)

Hafıza mekanları ise toplumun bir kısmının veya çoğunluğunun ortak anı ve deneyimlerini barındıran mekanlardır. Bu, Taksim Meydanının direnişle bağdaşması olabileceği gibi kimi zaman daha biricik olaylarla da özdeşleşebilir Tahir Elçi’nin suikaste uğradığı Diyarbakır’daki Dört Ayaklı Minare gibi.

Bugün dünyanın farklı köşelerinden çocukları merkezine alan 2 hafıza mekanı ve 2 anıttan bahsetmek istiyorum.

Direniş Müzesi Çocuk

Henk, Eva, Jan, Nelly

1940'tan Mayıs 1945'e kadar Hollanda, Nazi Almanyası tarafından işgal edildi. Yahudi nüfusunun büyük bir kısmı sınır dışı edildi veya öldürüldü. Binlerce erkek Almanya’daki çalışma kamplarına gönderildi. Birçok Hollandalı Yahudi yaşamlarını devam ettirebilmek için saklanmaya başladı. (…) Eylül 1944'te Arnhem için yapılan başarısız savaştan sonra, Hollanda’nın kuzeybatı kesimindeki şehirlerdeki insanlar şiddetli açlık çekmeye başladı…

Direniş Müzesi Çocuk, Hollanda’da bulunan Direniş Müzesi’nin çocuklara ve çocukluğa hitap eden bir münferit bir bölümünü oluşturmaktadır. Tamamen gerçek hikayelere dayanan ve orijinal nesnelerin yer aldığı müzenin girişinde sizi isimleri Henk, Eva, Jan, Nelly olan dört çocuk karşılamaktadır. Savaş sırasında 9 ila 14 yaşları arasındaki bu dört görgü tanığı müzesinin hedef kitlesiyle aynı yaş grubundaydılar. Dört çocuk, dört ana temadaki hikaye anlatıcılarıdır: zulüm, direniş, işbirliği ve günlük yaşam.

Müzeyi gezerken İşgal sırasında o çocuklar için hayat nasıldı? Onlara ne oldu? Özgürlükten mahrum olmak, zulüm ve kıtlık nedeniyle karşılaştıkları seçimler, sorunlar ve kaldıkları dilemmalar nelerdi? gibi soruların yanıtını biraz da olsa bulabiliyorsunuz.

Ziyaretçileri girişte bir zaman makinesi karşılıyor. İşgal altındaki Hollanda’da bir bölgede indiklerinde ise onları dört ev bekliyor. Bu evlerde dört çocuk nasıl bir yaşam deneyimledi bunu görme şansı elde edilebiyor.

İkinci Dünya Savaşı sırasındaki dünya ve diğer öyküler

Odanın bir ucunda ise bir pist alanı mevcut. Ziyaretçiler buradan bindikleri uçak ile dünyanın öbür ucundaki örneğin Hollanda kolonileri altındaki Asya ve Güney Amerikada’ki çocukların öykülerine de tanıklık edebiliyorlar.

Müze bağımsızlık bölümü ile bitiyor.

Son bölümde ise dört çocuk savaştan sonra kendilerine ne olduğunu paylaşıyor. İnteraktif röportajlarda, savaşın bugün çocuklar için ne anlama gelebileceğinden de bahsediyorlar.

Eva, Anne Frank’in komşusu idi ve haklarında film yapılan bir dostluğa sahip olmalarıyla da biliniyorlar.

Eva’nın annesi 1953'te Otto Frank (Anne Frank’ın babası) ile evlendi.

Eva’nın adına açılan 1.2 milyon takipçiye ulaşan bir Instagram hesabı olduğunu biliyor muydunuz?

Kaynak

Savaşta Çocukluk Müzesi

Bir Facebook gönderisinden müzeye

Dünyanın dört bir yanından 4000 objenin sergilendiği Savaşta Çocukluk Müzesi Afganistan, Irak, Suriye gibi yakın dönem ile İkinci Dünya Savaşı da dahil olmak üzere savaşta geçen yaşantıya odaklanıyor. Bu nesneler sahibinin anılarının yer aldığı notlarla sergileniyor vebazen bir kitap, bazen bir pelüş hayvan, bazen de bir sırt çantası olabiliyor.

Jasminko Halilovic

Müze kurucusu ve mevcut direktörü Jasminko Halilovic Bosna-Hersek’te savaş başladığında 4 yaşında idi. Bisiklete binmeyi 6 yaşındayken çatışmaların durulduğu kısa aralıklarda öğrenmeye çalıştığını belirtiyor. 2010 yılında Facabook’ta paylaştığı “Sizin için savaşta geçen bir çocukluk neydi?” gönderisi 1000'in üzerinde yanıt alınca cevaplar 2013 yılında kitaplaştırıldı. Kitap Japonca’ya çevirilip Hiroşimadan, atom bombasının atıldığı bu topraklardan bir turne teklifi geldiğinde bu deneyimden sağ kurtulanlarla tanışma fırsatı yakalamış.

“Japonya’da 85 yaşlarında İkinci Dünya Savaşı esnasında henüz çocuk olan kişilerin deneyimleri ile 1990'larda Bosna’da çocuk olan kişilerle deneyimleri birebir örtüşüyor. Farkına vardım ki bu deneyimi paylaşma söz konusu olduğunda bir sınırlama yoktu.”

Pek çok anının bir nesne ile özdeşleştiği fark edilince bu müze fikri ortaya atılmış. 2017 yılında kurulmasının ardından ertesi sene Avrupa Konseyi Müze ödülünü almaya hak kazanmış.

Müze, aynı zamanda öğretmenler ve ebeveynler için evde ve sınıfta çocuklarla hassas çatışma konusunun nasıl tartışılacağına odaklanan atölye çalışmalarına da ev sahipliği yapıyor. Bosna-Hersek’te eğitim sistemi ikiye bölünmüş durumda ve birçok çocuk ya savaşı öğrenmiyor ya da tarihçiler yerine politikacılar tarafından hazırlanmış çelişkili anlatıları öğreniyor. Savaşta Çocukluk Müzesi ise çocuklara yönelik programlarında barış inşasına odaklanıyor.

“Bu müzenin çatışmalara bakışımızı ve çocuklara bakışımızı değiştirebileceğine inanıyorum.”

Kaynak

Goldrich Ailesi Vakfı Çocuk Anıtı

Holokost sırasında yaşamını kaybeden 1.2 milyon çocuk anısına yapılan bu anıt her bir çocuk adedince bir delik içeriyor. Deliklerin boyutlarındaki farklılık yaşamını kaybeden çocukların yaşamlarının biricikliğini simgeliyor.

Ziyaretçiler doldurdukları küçük not kağıtlarını bu deliklere yerleştirebiliyorlar. Bu notlar kurbanlar hakkında olabileceği gibi kimi zaman tanrıya bir mektup veya müze deneyimine dair de olabiliyor.

Kaynak

Pablo Miguez Anıtı

Denize bakan çocuk heykeli Arjantin’de zorla kaybedilen bir çocuk anısına inşa edildi. Öldürülen çocuk yaşasaydı heykeli yapan Claudia Fontes ile aynı yaşta olacaktı.

Pablo Miguez

Heykel Arjantin’de devlet terörü mağdurları için anıt yapma kanunu kapsamında inşa edilen hafıza merkezinde yer almaktadır.

Arjantin’de son askeri hükümetin iktidarda olduğu 1976–1983 yılları arasında 11.000'i resmi rakamlarla teyit edilen 30.000 zorla kaybedilme olduğu düşünülüyor.

Kaynak

Hafıza mekanları neden önemlidir?
Çünkü;

“Hatırlamak iyileştirir.”

Ayşegül Ağur

--

--